Kamu İhale Kurumu Payının İadesi Düzenlemesine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı
Özet:
Anayasa Mahkemesi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 53. maddesine 7421 sayılı Kanun ile eklenen ve Kamu İhale Kurumu’na ödenen sözleşme bedelinin on binde beşinin hiçbir şekilde iade edilemeyeceğini düzenleyen hükmü iptal etmiştir.
📍 Kaynak: Anayasa Mahkemesi Karar No: 2025/102
📅 Yayımlanma: Resmî Gazete - 23 Haziran 2025 / Sayı: 32935
Giriş:
Kamu ihaleleri, devletin mal ve hizmet temini süreçlerinde önemli bir rol oynayan mekanizmalardır. Bu mekanizmaların şeffaf, adil ve hukuka uygun şekilde işletilmesi hem kamu kaynaklarının etkin kullanımı hem de özel sektörün devlete olan güveninin korunması açısından elzemdir. 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, bu sürecin temel hukuki dayanağını oluşturmakta; 53. maddesinde ise Kamu İhale Kurumu’nun gelir kalemleri düzenlenmektedir. Söz konusu maddenin 2022 yılında yapılan değişiklikle eklenen beşinci paragrafında, sözleşme bedelinin on binde beşinin hiçbir şekilde iade edilemeyeceği düzenlenmişti.
1. Hukuki ve İdari Arka Plan:
Kamu İhale Kurumu’nun gelir kaynakları arasında, ihale bedeli üzerinden alınan belirli oranlardaki tutarlar da yer almaktadır. Bu gelirler Kurumun faaliyetlerinin finansmanı açısından önem taşımaktadır. Ancak, söz konusu bedelin iade edilemezliğini düzenleyen hüküm, uygulamada yüklenici açısından ciddi mağduriyetlere neden olabilmekteydi. Özellikle, yüklenicinin kusurunun bulunmadığı iptal veya fesih durumlarında dahi bu bedelin iade edilmemesi, hakkaniyet ve mülkiyet hakkı açısından tartışmalıydı.
Ankara 20. İdare Mahkemesi, açılan bir davada itiraz konusu olan kanun hükmünün Anayasa’nın 2., 35. ve 138. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuRmuştur. Başvuru kapsamında, yüklenicilerin kusuru olmaksızın feshedilen sözleşmelerde bile ödedikleri payı geri alamamaları, mülkiyet hakkına orantısız bir müdahale olarak değerlendirildi.
2. Anayasa Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkeme, söz konusu düzenlemeyi Anayasa’nın 13., 35. ve dolaylı olarak 2. maddeleri çerçevesinde değerlendirmiştir. Kararda, mülkiyet hakkının kapsamı, sınırlandırılabilirliği ve bu sınırlandırmaların ölçülülük ilkesine uygun olması gerektiği vurgulanmıştır. Kurumun gelir elde etme amacı ile bireylerin mülkiyet hakkı arasında adil bir dengenin bulunması gerektiği, bu dengenin söz konusu düzenleme ile bozulduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, yasal düzenlemenin her ne kadar belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir olsa da, bu yeterli görülmeyip, kişilere aşırı bir külfet yüklediği ve kamu yararı ile birey hakkı arasındaki dengenin bozulduğu gerekçesiyle Anayasa’ya aykırılık tespiti yapılmıştır.
3. Anayasal İlkeler Açısından Değerlendirme:
a. Mülkiyet Hakkı (m. 35):
Anayasa’nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkı, bireyin malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisini içerir. Anayasa Mahkemesi, bedelin iade edilmemesini bu hakkın sınırlandırılması olarak değerlendirmiştir. İhaleye katılan yüklenicilerin, sözleşmenin gerçekleşmemesi hâlinde dahi iade talep edememeleri, özellikle kusurları bulunmadığında, mülkiyet hakkının özüne dokunan bir müdahale olarak değerlendirilmiştir.
b. Hukuk Devleti ve Belirlilik İlkesi (m. 2):
Her ne kadar düzenleme açık ve anlaşılır olsa da, hukuk devletinin gereği olan hakkaniyet ve öngörülebilirlik ilkeleri bağlamında düzenlemenin orantısız sonuçlar doğurduğu tespiti yapılmıştır. Hukuki güvenlik ve bireyin devlete olan güveninin sarsılmaması için, düzenlemenin adil sonuçlar doğurması beklenmektedir.
c. Ölçülülük İlkesi (m. 13):
Ölçülülük ilkesi kapsamında; elverişlilik, gereklilik ve orantılılık unsurları tek tek analiz edilmiştir. Kurumun mali yapısını koruma amacının meşru olduğu kabul edilmekle birlikte, bunun istisnasız biçimde iade yasağı ile sağlanmasının orantısız bir müdahale olduğu, daha hafif yollarla aynı amaca ulaşmanın mümkün olduğu belirtilmiştir. Bu sebeple düzenlemenin ölçülülük ilkesini ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.
4. Kararın Uygulamadaki Etkileri:
Anayasa Mahkemesi, iptal kararının doğuracağı hukuki boşluğun kamu yararını zedelememesi için kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından itibaren dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. Bu süre içinde yasa koyucunun daha adil ve ölçülü bir düzenleme yapması beklenmektedir. Yeni düzenlemenin, örneğin yalnızca yüklenicinin kusurunun bulunmadığı durumlar için iade imkânı öngörmesi, kamu menfaati ile birey hakları arasında daha dengeli bir yaklaşımı mümkün kılabilir.
📎 Tam Metin İçin: [Resmî Gazete Bağlantısı]